Özet
XVI. yüzyılda âşık tarzı şiir geleneğinin teşekkülünde en önemli unsurlardan biri de Bektaşîliktir. Yani
Bektaşîlik, zaman içerisinde senkretik bir niteliğe bürünen “ozan-baksı geleneği”nin Osmanlı coğrafyasında
özellikle de İstanbul’da âşık tarzı şiir geleneği adı altında yeniden örgütlenmesini sağlamıştır. Hiç şüphesiz
gelenek bu teşekkül sürecinin gerçekleşmesini âşıklara borçludur. M. Fuad Köprülü’nün belirttiği üzere ilk
önceleri “ozan, baksı, şaman, kam, oyun” adı taşıyan geleneğin ilk temsilcileri, İslâmiyet’in kabulüyle birlikte
yerini “ata” ve “bab” (=baba) adı taşıyan dervişlere bırakmıştır. Ö. Lütfi Barkan’ın “kolonizatör Türk dervişleri”
adını verdiği bu zümre sayesinde Türkistan ve Horasan’da kök salan gelenek özellikle Osmanlı kültür
coğrafyasında da birbirine paralel bir yapılanma içerisinde tekâmülünü sürdürmüştür. Bu süreçte Hak ile olan
irtibatlarının gücüne bağlı olarak “âşık” olarak isimlendirilen ozan-baksı geleneğinin temsilcileri, özellikle XIX.
yüzyılda yaygın görüldüğü üzere, âşığın yanında “baba” olarak da nitelendirilmişlerdir. Babalık ise Bektaşîlikte
bir dervişin ulaşabileceği en yüksek makamlardan birisidir. Dolayısıyla bugüne kadar âşıkların bu “baba”
taraflarının mahiyeti yeterince ele alınıp değerlendirilmemiştir. Yazıda, âşıkların esasında Türkistan’dan beri
taşıdıkları babalık vasfının mahiyeti üzerinde durulacaktır. Daha sonraki süreçte âşıkların mahlasına da ulanan
bu kodlamanın sosyo-kültürel bağlamda içyüzü, yani niteliği çözümlenmeye çalışılacaktır. Tabii bu sayede
geleneğin ve geleneğin temsilcilerinin Bektaşîlikle olan irtibatlarının mahiyeti de ortaya konulmuş olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Ozan-baksı geleneği, Âşık tarzı şiir geleneği, Bektaşîlik, Babalık, Âşık
Abstract
One of the most important elements in the formation of the tradition of minstrel style poetry in XVI. century is
Bektashism. In other words, Bektashism is one of the elements that enables the reorganization of the "ozan-baksı
tradition", which is a syncretic character over time, under the tradition of poetry in the Ottoman geography,
especially in Istanbul. Undoubtedly, tradition is owed to minstrels for realization of this formation process. As
M. Fuad Köprülü stated, the first representatives of the tradition called "poet, baksı, shaman, kam, oyun" have
left their place to the dervishes named "ata" and "bab" (=saint) with acceptance of Islam. According to Ö. Lütfi Barkan, the tradition rooted in Turkistan and Horasan continued to evolve, especially in the Ottoman cultural
geography by the dervishes who are named as "colonizer Turkish dervishes" by Ö. Lütfi Barkan. In this process,
the representatives of the ozan-baksi tradition, which are called "minstrels" depending on the power of their
relations God, when it comes to XIX. century, also described as "baba" (saint) beside minstrel. ‘Babalık’ is the
name of the highest authority that a dervish can reach in Bektashism. So far, the nature of these "baba" (saint)
sides of the minstrels has not been adequately addressed and evaluated. In this paper we will focus on the nature
of the babalık inheritance they have been carrying since the time of Turkistan. In the later process, it will try to
solve the inner nature of this coding, which is reached to the pen name (mahlas) of the minstrels, in the sociocultural context. Of course the nature of the contacts with the Bektashism of the representatives of the tradition
and tradition will be discussed.
Keywords :Ozan-baksı tradition, The tradition of minstrel style poetry, Bektashism, Paternty (babalık),
Minstrel.